soylu

listen to the pronunciation of soylu
التركية - الإنجليزية
noble

Tragedy is the entertainment of the nobles. - Trajedi soyluların eğlencesidir.

wellbred
well-bred

He is rich, what is more, he is well-bred. - O zengin, dahası, o soylu.

(Konuşma Dili) of fashion
purebred
nobile
ethel
noblewoman
pureblood
blue-blooded
noble; nobleman, noblewoman, noble
genteel
gently born
silk stocking
aristocratical
patrician
born in the purple
well bred
of good family
titled
thoroughbred
of gentle birth
well-born
blue blood
noble blood
aristocratic
grand
princely
high
of a good family; noble, highborn
honored; noble, patrician
aristocrat
truebred
pedigreed
highbred
nobleman
wellborn
noble man
august
exalted
highborn
{i} U
well born
soylu davranış
generosity
soylu kadın
baroness
soylu kimse
blue blood
soylu vahşi
noble savage
soylu adayı
duniwassal
soylu aile
county family
soylu ağaç
(Tıp) daphne
soylu bir aileye doğmak
be born into the purple
soylu bir aileye doğmak
be born in the purple
soylu bir şekilde
genteelly
soylu düşünceli
noble minded
soylu erkek
gentleman

The gentleman was killed by a slave in revolt. - Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.

soylu kadın
noblewoman
soylu soplu
(someone) who comes from a good family, who comes from one of the leading families
soylu ve kültürlü kimse
Brahmin
soylu yönetim
aristocracy
soylular
{i} nobility
isim soylu
(Dilbilim) Nominal
asillerin soylu davranması gereği
noblesse oblige
baba soylu miras
patrilinearity
baba soylu miras
patrilineal descent
erkek soylu
(Pisikoloji, Ruhbilim) holandry
kent soylu
bourgeois
kent soylu sınıfı
bourgeoisie
lordlar kamarasına seyrek gelen soylu
backwoodsman
soylular
gentlefolks
soylular
aristocracy
toprak karşılığı krala hizmet eden soylu
thane
venedikli soylu
magnifico
zengin soylu
nob
التركية - التركية
Saygı uyandıran, yücelik taşıyan
Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan (kimse), asil: "Soylu kişidir, iyi bir öğrenim görmüştür, zekidir, yeteneklidir."- N. Cumalı. İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen (kimse), necip, kişizade, asil: "İzmir'in varlıklı ve soylu ailelerinden birinin tek erkek çocuğu."- T. Buğra
Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan (kimse), asil
Saygı uyandıran, yücelik taşıyan: "Japonların soylu ve çetin savaşçılık gururuna, bu eğiliş ağır geldi."- F. R. Atay
İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen (kimse), necip, kişizade, asil
(Adlar, İsimler) birkan
asilzade
aristokrat
kişizade
kerim
asil
soylu erki
Ekonomik, toplumsal ve siyasi gücün soylular sınıfının elinde bulunduğu yönetim biçimi, aristokrasi
soylu soplu
Köklü ve tanınmış bir aileden
Soylular
zadegan
kent soylu
Burjuva
الإنجليزية - التركية

تعريف soylu في الإنجليزية التركية القاموس.

isim soylu
(Dilbilim) Kök kelimesi isim olan

İsim soylu sözcükler.

soylu
المفضلات