sosyalleştirme

listen to the pronunciation of sosyalleştirme
التركية - الإنجليزية
pol., psych., sociol. socialization
socialization
sosyal
{s} sociable

I only drink to be sociable. - Sadece sosyal olmak için içerim.

The Johnsons are very sociable people, who enjoy hosting parties often. - Johnsonlar çok sosyal insanlardır, onlar partilere sık sık ev sahipliği yapmaktan hoşlanırlar.

sosyal
{s} social

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

There may be a killer who looks harmless in any social network. - Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.

sosyal
gregarious
sosyal
civilized
Sosyal
socient
sosyalleştirmek
Socialize
sosyal
conversable
sosyal
clubby
sosyal
clubable
sosyal
clubbable
sosyal
social toplumsal, içtimai
sosyal
socio
sosyalleştirmek
psych., sociol. to socialize (someone)
sosyalleştirmek
to socialize
sosyalleştirmek
pol. to socialize, nationalize
التركية - التركية
Toplumsallaştırma
SOSYAL
(Osmanlı Dönemi) Fr. İçtimaî. Cemiyete ait
Sosyal
içtimai
sosyal
Toplumla ilgili, toplumsal, içtimaî
sosyal
Toplumla ilgili, toplumsal, içtimai: "Siz de vaktine, saatine göre ya etraftaki manzaraya, ya birtakım sosyal metafizik düşüncelere yahut da sadece kendi şahsi kaygılanmıza dalıp gitmişsinizdir."- R. N. Güntekin
sosyalleştirmek
Toplum kurallarına göre davranacak biçimde eğitmek
sosyalleştirmek
Toplumsallaştırmak
sosyalleştirme
المفضلات