الإنجليزية - التركية
تعريف something funny such as a joke, satire, parody, etc في الإنجليزية التركية القاموس.
- humour
- {i} mizah
İngiliz mizahını anlamıyorum.
-I don't understand British humour.
O büyük bir mizah duygusuna sahiptir.
-He has a great sense of humour.
- humour
- gülmece
- humour
- (Tıp) hümor
- humour
- gönlünü yapmak
- humour
- huyuna suyuna gitmek
- humour
- komiklik
- humour
- mizaç
- humour
- eğlendirmek
- humour
- huy
- humour
- mizah, karikatür sitesinden çok sayıda sanatsal karikatürü ücretsiz indirebilir, kullanabilirsiniz
- humour
- {i} ruh hali
- humour
- mizah,v.eğlendir: n.mizah
- humour
- {i} espri anlayışı
Tom'un asıl problemi onun espri anlayışının olmamasıdır.
-Tom's main problem is he has no sense of humour.
Almanların espri anlayışı yok mu? Bunu komik bulmuyorum!
-Germans have no sense of humour? I don't find that funny!
- humour
- suyuk/huy/şakacılık
- humour
- {i} salgı
- humour
- {i} keyif
- humour
- {f} hoşuna gitmek
- humour
- hoşnut et
- humour
- (fiil) memnun etmek, hoşuna gitmek, suyuna gitmek, ayak uydurmak, alttan almak
- humour
- {f} alttan almak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف something funny such as a joke, satire, parody, etc في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- humour
something funny such as a joke, satire, parody, etc
الواصلة
some·thing fun·ny such as a joke, satire, parody, etcالنطق
Resimler
المفضلات