الإنجليزية - التركية
تعريف something communicated in secret or by whispering; a suggestion or insinuation في الإنجليزية التركية القاموس.
- whisper
- fısıldamak
Başkalarının önünde fısıldamak nezaketsizliktir.
-It's rude to whisper in front of others.
- whisper
- {i} fısıltı
Tom, Mary ile fısıltılı olarak konuştu.
-Tom spoke to Mary in a whisper.
Tom yüksek bir fısıltıyla konuştu.
-Tom spoke in a loud whisper.
- whisper
- fıs fıs konuşmak
- whisper
- dedikodu
Tom ve Mary birbirleriyle dedikodu yapıyorlardı.
-Tom and Mary were whispering to each other.
- whisper
- fısıldaşmak
- whisper
- fısıltı ile konuşmak
- whisper
- whispererfısıldayan kimse
- whisper
- {f} kulağına söylemek
- whisper
- (isim) fısıltı, söylenti, ima, hışırtı
- whisper
- {i} ima
- whisper
- {f} dedikodu yapmak
- whisper
- {f} fısıldamak; fısıldaşmak: She whispered to him that she was going to resign. Ona istifa edeceğini fısıldadı. What are you whispering about?
- whisper
- {f} hışırdamak
- whisper
- {i} söylenti
- whisper
- fısıltı ile söylenen söz
- whisper
- Sohbet Sırasında Bir kişiye özel mesaj gönderilmesi
- whisper
- dedikoducu veya iftiracı kimse
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف something communicated in secret or by whispering; a suggestion or insinuation في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- whisper
something communicated in secret or by whispering; a suggestion or insinuation
الواصلة
some·thing com·mu·ni·ca·ted in se·cret or by whispering; a sug·ges·tion or in·si·nu·a·tionالنطق
Resimler
المفضلات