solumak

listen to the pronunciation of solumak
التركية - الإنجليزية
breathe

I want to breathe some fresh air. - Ben biraz taze hava solumak istiyorum.

draw in
inhale
pant
to breathe; to pant
to breathe heavily, pant
blow
respire
expire
breathe in
breathe hard
puff
{f} inspire
{f} gasp
hızlı hızlı solumak
pant
solu
breathe

I want to breathe some fresh air. - Ben biraz taze hava solumak istiyorum.

Tom eats, sleeps and breathes music. - Tom yer, uyur ve müzik solur.

soluma
(Tıp) respire
soluma
inhalation

Layla died of smoke inhalation. - Leyla duman solumaktan öldü.

Sadly, she died of smoke inhalation. - Ne yazık ki duman soluma nedeniyle öldü.

soluma
inspiration
soluma
(Gıda) respiration
solu
{f} puff
soluma
{i} gasp
Soluma
(Tıp) anhelation
burnundan solumak
blow like a grampus
burnundan solumak
puff like a grampus
burunundan solumak
to be enraged, get angry
hırıldayarak solumak
wheeze
hırıltılı solumak
snuffle
hırıltılı solumak
(at) roar
soluma
panting
soluma
aspiration
soluma
{i} breathing
zorlukla solumak
gasp
öfkeyle burnundan solumak
snort
التركية - التركية
Zorlanmak, gücünün hepsini harcamak
Sık ve kesik soluklar alıp vermek
Zorlanmak, gücünün hepsini harcamak: "Otomobil soluyarak Kırmızıtepe'ye tırmanmaya başladı."- H. E. Adıvar
Nefes alıp vermek
Sık ve kesik soluklar alıp vermek: "Devlerle güreşmiş gibi soluyordu."- T. Buğra
soluma
Solumak işi
solumak
المفضلات