الإنجليزية - التركية
تعريف so as to glance off or rebound; to strike and rebound في الإنجليزية التركية القاموس.
- cannon
- {i} top
Kendi toplarının gürlemesi son derece gürültülüydü.
-The roar of their own cannons was extremely loud.
İlk insan top güllesi Zazel adlı 14 yaşında bir kızdı.
-The first human cannonball was a 14-year-old girl called Zazel.
- cannon
- {i} bombardıman silahı
- cannon
- {i} mil
- cannon
- karambol bilardo
- cannon
- (Askeri) büyük top
- cannon
- hızla vurmak
- cannon
- çarpmak
- cannon
- i., ask. top
- cannon
- bombardıman etmek
- cannon
- gülle gibi fırlatmak
- cannon
- top,v.topa tut: n.top
- cannon
- (Askeri) TOP: Bir top, obüs veya havan ana parçasını teşkil eden bir top namlusu ile bir kama tertibatı, ateşleme tertibatı veya dip kapağından ibaret, komple parça. Namlu ağzına takılan ek parçalar buna da dahildir
- cannon
- karambol yapmak
- cannon
- {i} incik kemiği
- cannon
- cannon ball gülle
- cannon
- topa tutmak
- cannon
- koşum takımında bir çeşit gem
- cannon
- bir şaft üzerinde serbestçe hareket eden bilardo oyununda karambol
- cannon
- {i} karambol (bilardo)
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف so as to glance off or rebound; to strike and rebound في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- cannon
so as to glance off or rebound; to strike and rebound
الواصلة
so as to glance off or rebound; to strike and re·boundالنطق
Resimler
السابق
المفضلات