الإنجليزية - التركية
تعريف situated at the most distant limit; farthest في الإنجليزية التركية القاموس.
- utmost
- {i} son derece
Bu son derece önemli bir mesele.
-This is a matter of the utmost importance.
Bu son derece bir yerçekimi sorunudur.
-This is a matter of the utmost gravity.
- at the most
- en çok
En çok üç, belki dört haftamızı alacak.
-It'll take us three, maybe four weeks at the most.
Bu saat en çok on dolar tutar.
-This watch costs ten dollars at the most.
- at the most
- en fazla
En fazla, sadece otuz dakika geç kalacaksın.
-At the most, you'll only be 30 minutes late.
En fazla, haftada 50 dolar kazanır.
-At the most, he earns 50 dollars a week.
- utmost
- elden gelen en büyük (gayret)
- utmost
- azami derece
- utmost
- azami en büyük
- utmost
- {s} olanca
- utmost
- {s} en yüksek
- utmost
- {s} en fazla
- utmost
- {s} en büyük, en yüksek, en fazla
- utmost
- {i} son nokta
- utmost
- {i} elinden gelen çaba
- utmost
- {s} en son
- utmost
- {s} en uzak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف situated at the most distant limit; farthest في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- utmost
- at the most
- not more than -, only less than -
- at the most
- not more than; "spend at most $20 on the lunch"
المصطلحات ذات الصلة
situated at the most distant limit; farthest
الواصلة
si·tu·a·ted at the most dis·tant limit; far·thestالنطق
Resimler
المفضلات