Tom ve Mary bunalmış görünüyorlar.
 - Tom and Mary look bored.
Bu inekler bunalmış görünüyor.
 - These cows look bored.
Seyirciler sıkılmış görünüyordu.
 - The audience looked bored.
Mary oyundan sıkılmış gibi görünüyor.
 - Mary seems to be bored with the game.
Sıkılmak şöyle dursun, biz çok eğlendik.
 - Far from being bored, we had a very good time.
Sıkılmak bir günahtır.
 - To be bored is a sin.
Tom canı sıkılmış görünüyordu.
 - Tom seemed to be bored.
Tom yüzünde bıkkın bir ifadeyle uzaya bakıyordu.
 - Tom was staring out into space with a bored expression on his face.
Tom'un yüzünde bıkkın, ilgisiz bir görünüş vardı.
 - Tom had a bored, disinterested look on his face.