تعريف sidespin في الإنجليزية التركية القاموس.
- side
- {i} kenar
Tom ve Mary yaralı adamı yol kenarına taşıdılar.
-Tom and Mary carried the injured man to the side of the road.
Hipotenüsün karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşittir.
-The square of the hypotenuse is equal to the sum of the squares of the other two sides.
- side
- bir yanda bulunan
- side
- yan taraf
Hakem, tenis kortunun yan tarafında yüksek bir sandalyede oturuyor.
-The umpire sits in a high chair at the side of the court.
O, yan tarafında bir ağrı hissetti.
-She felt a pain in her side.
- side
- kısım
- side
- (with/against ile) tarafını tutmak
- side
- yön
Bugün size başka bir yönümü göstereceğim.
-Today I'm going to show you another side of me.
Hayata her zaman olumlu yönden bak.
-Always look on the bright side of life.
- side
- bölüm
- side
- {i} 1. yan, taraf: Which side of the box has a label on it? Kutunun hangi tarafı etiketli? The house was on the side of a hill. Ev bir tepenin
- side
- {f} against -e karşı olmak
- side
- (isim) yan, taraf, kenar, kıyı, böğür, bölüm, taraftar, takım [brit.], hava, çalım
- side
- etek taraftarlar
- side
- {i} böğür
- side
- {i} takım [brit.]
- side
- yanda veya yandan olan
- side
- {i} kıyı
- side
- (sıfat) yan, yandaki, yanındaki, ikincil, ikinci derecede
- side
- ikinci
المصطلحات ذات الصلة
تعريف sidespin في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- Rotation around a vertical axis that makes a ball or other object curve in flight
When a right-handed golfer hits a ball with an anticlockwise sidespin (when viewed from the top), it is called a draw or if extreme a hook and the flight of the ball will curve to the left.
- side