الإنجليزية - التركية
تعريف shooting, firing; range of a gun; shot fired from a gun في الإنجليزية التركية القاموس.
- gunshot
- atım
- gunshot
- menzil
- gunshot
- atış
Tom dün gece silah atışları duyduğunu söyledi.
-Tom said he heard gunshots last night.
Tom'un silah atışından önce dışarı gittiğinden oldukça eminim, daha sonra değil.
-I'm pretty sure Tom went outside before the gunshot, not after.
- gunshot
- {i} (ateşli silaha ait) menzil, erim, atım
- gunshot
- ateş/menzil
- gunshot
- {i} silâh atışı
Tom tek silah atışı yarasından öldü.
-Tom died of a single gunshot wound.
Onun ne olduğundan emin değilim ama bir silah atışına benziyordu.
-I'm not sure what it was, but it sounded like a gunshot.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف shooting, firing; range of a gun; shot fired from a gun في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {i} gunshot
shooting, firing; range of a gun; shot fired from a gun
النطق
Resimler
المفضلات