seize an opportunity

listen to the pronunciation of seize an opportunity
الإنجليزية - التركية
{f} fırsat yakalamak
{f} fırsat bulmak
catch
{f} yetişmek

Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda. - Sally was absent from school for two weeks, so she has to work hard to catch up with her class.

Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin. - You'll have to get a move on if you want to catch the train.

catch
{i} k.dili. müstakbel eş olarak düşünülen uygun kişi
catch
{i} voli
catch
{i} kanca
catch
{i} bityeniği
catch
{i} tutma av
catch
{f} maruz kalmak
catch
yakala

Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler. - Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through.

O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır. - She catches colds easily.

catch
{i} av, bir partide yakalanan av/balık
catch
{f} cezbetmek
catch
{f} (caught)
catch
(Tekstil) tutucu, mandal
catch
olmak

Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz. - Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them.

Gribe yakalanmayacağımdan emin olmak istiyorum. - I want to make sure that I don't catch the flu.

catch
yayılmak
catch
ansızın bulmak
catch
topu tutma
catch
yakalanan şeyin miktarı
catch
kavramak
catch
yanmaya başlamak
seize the opportunity
fırsatı değerlendirmek
seize the opportunity
fırsatı kaçırmamak
seize the opportunity
fırsatı ganimet bilmek
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} take an opportunity eagerly
catch
seize an opportunity

    الواصلة

    seize an op·por·tu·ni·ty

    التركية النطق

    siz ın äpırtunıti

    النطق

    /ˈsēz ən ˌäpərˈto͞onətē/ /ˈsiːz ən ˌɑːpɜrˈtuːnətiː/
المفضلات