sayıcı

listen to the pronunciation of sayıcı
التركية - الإنجليزية
tax official who counts the number of animals in a farmer's flock
counter
numerator
sayı
count

He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records. - O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.

Many countries depend on agriculture. - Çok sayıda ülke tarıma dayalıdır.

sayı
number

If you divide any number by zero, the result is undefined. - Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.

There are two zeros in the number 2010. - 2010 sayısında iki tane sıfır vardır.

sayı
issue
sayı
figure

Add up these figures. - Bu sayıları toplayın.

He will figure on inviting a lot of guests to the opening ceremony. - O, açılış törenine çok sayıda misafir davet etmeyi planlayacak.

sayı
quantity

The symbol X usually stands for an unknown quantity in mathematics. - X sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.

sayı
score

Our team scored five runs in the last inning. - Ekip son atışta beş sayı kazandı.

Scores of people gathered in front of the Royal Palace. - Çok sayıda insan Royal Palace'nin önünde toplandı.

sayı
{i} cage
sayı
number, specified total of (people, things): Bunların sayısı yüzü geçmez. There's no more than one hundred of them
devir sayıcı
counter
program sayıcı
(Bilgisayar,Teknik) program counter
sayı
volume

Up to what volume of Naruto comics do you own? - Hangi sayıya kadar olan Naruto çizgi romanlarına sahipsin.

sayı
(Ticaret) points
sayı
tally
sayı
(Bilgisayar) numbers

Tom has a good head for numbers. - Tom'un kafası sayılara iyi çalışıyor.

Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it. - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.

sayı
run

The number of cars running in the city has increased. - Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.

Our team scored five runs in the last inning. - Ekip son atışta beş sayı kazandı.

sayı
copy
sayı
digit

Tom and others digitized about 200 books and put them online for free access. - Tom ve diğerleri yaklaşık 200 kitabı sayısallaştırdı ve onları ücretsiz erişim için internete koydu.

Tom digitized an old family photo and emailed it to his mother. - Tom, eski bir aile fotoğrafı sayısallaştırdı ve onu annesine e-postayla gönderdi.

sayı
basket

There are few apples in the basket. - Sepette çok az sayıda elma var.

sayı
numeral
sayı
goal

When you have few goals, you get older. - Az sayıda amacın olduğunda yaşlanırsın.

adım sayıcı
step counter
foton sayıcı
(Aydınlatma) photon counter
ikili sayıcı
binary counter
komut sayıcı
(Bilgisayar,Teknik) instruction counter
sayı
number, issue (of a newspaper, magazine)
sayı
number , digit
sayı
sports point/points scored in a game; basketball basket; soccer goal
sayı
number, figure; number, issue; basket
sayı
point

Tom has a point here. - Bu konuda Tom pek de haksız sayılmaz.

sayı
conversion
sayı
button
sayı
number, unit in a numerical series
sayı
numerary
التركية - التركية
Vergi almak için hayvan sayımı yapan kimse
sayı
Bir çokluğu belirtmek için kullanılan birim
Sayı
sayı levhası
Sayı
nüsha
Sayı
adet
sayı
Sayma, ölçme, tartma gibi işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu anlatan söz
sayı
Gazete ve dergi gibi sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her biri, nüsha
sayı
Bir spor karşılaşmasında karşılaşanlardan her birinin başarı derecesini tespit eden nicelik
sayıcı
المفضلات