sav'

listen to the pronunciation of sav'
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Perâkende etmek, dağıtmak, parça parça yapmak
sav
Sav veya tez, bilimsel yöntemde belli on bilgilere dayanılarak, henüz kanıtlanmamış fakat mevcut bilgilerle mantıksal olarak çelişmeyen, bilimsel araştırma sürecinde doğrulanmaya çalışılan düşüncelerdir. Edebiyat dalında ise sav; atasözü anlamına gelmektedir. Bu kökten türeyen "savcı" kelimesi ise on bilgiye dayanarak, kanıtlanabilir bir düşünceyi ortaya koyan kişiyi ifade eder
sav
dava
SAV
(Hukuk) İddia, defi
SAV
(Osmanlı Dönemi) Vatan
SAV
(Osmanlı Dönemi) Niyyet
sav
Haber, söz
sav
Atasözü
sav
İddia, tez: "Eleştiricilerimiz nasıl olur da böyle bir savda bulunabilirler?"- N. Cumalı
sav
İddia, tez
sav
Eski Türklerde atasözü, tez
sav
Tanıtlanması gereken önerme, tez
ana sav
İleri sürülerek savunulan düşüncelerin en belli başlı olanı
karşı sav
Bir çatışkının ikinci terimini oluşturan düşünce veya önerme, antitez
التركية - الإنجليزية

تعريف sav' في التركية الإنجليزية القاموس.

sav
assertion
sav
pretension
sav
thesis

The defense of the master thesis is just happening next month. - Yüksek lisans tezinin savunması sadece önümüzdeki aya rastlıyor.

I am writing a thesis about international disputes after World War II. - II. Dünya Savaşı'ndan sonraki uluslararası anlaşmazlıklar hakkında bir tez yazıyorum.

sav
word, saying
sav
law indictment, allegation, charge
sav
thesis, claim, assertion, allegation " tez, iddia; word; proverb
sav
contention
sav
log. thesis, proposition
sav
claim, assertion; argument
sav
proposition
sav
position

This position makes me feel extremely vulnerable. - Bu pozisyon beni son derece savunmasız hissettiriyor.

sav
allegation
kuvvetli sav
trenchant argument
pozitif sav
positive assertion