التركية - الإنجليزية
تعريف saplanmak في التركية الإنجليزية القاموس.
- to be obsessed by (something), be hipped on (something)
- to be stuck in, be embedded in, be lodged in
- be stuck
- stick into
- slide into
- to be rooted or fixed to (a spot)
- sink
- stall
- to sink into, to be stuck in, to lodge
- stuck in
- stick in
- fasten upon
- fasten on
- (deyim) light upon
- lodge
- (deyim) light on
- sink into
- get stuck
- stick
- saplanma
- fixation
- sapla
- {f} stuck
Tom's car got stuck in the mud.
-Tom'un arabası çamura saplandı.
Then little Gerda wept hot tears, which fell on his breast, and penetrated into his heart, and thawed the lump of ice, and washed away the little piece of glass which had stuck there.
-Sonra küçük Gerda, onun göğsüne dökülen, oradan kalbine nüfuz edip, buz kalıbını eriten ve orada saplanmış olan küçük cam parçasını alıp götüren sıcacık gözyaşlarını döktü.
- sapla
- {f} stick
- alışkanlığına saplanmak
- get into a rut
- bataka saplanmak
- 1. to get oneself trapped in a blind alley, get oneself into a situation from which one can not extricate oneself, be up the creek in a big way, get lost in a quagmire. 2. (for a project) to come a cropper, fail
- bataklığa saplanmak
- be caught in a quagmire
- batağa saplanmak
- bog
- batağa saplanmak
- be caught in a quagmire
- batağa saplanmak
- to bog down; to get into a dilemma
- batağa saplanmak
- bog down
- saplanma
- stab
- zihini saplanmak
- to become obsessed by
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف saplanmak في التركية التركية القاموس.
- Hızla batmak
- Bir şeyle ilgisini kesmemek, takılıp kalmak
- Batma sonucu hareket edemez olmak, batıp kalmak
- Batma sonucu hareket edemez olmak, batıp kalmak: "Dönüşte Zeytinburnu açıklarında kara saplandık."- Y. Z. Ortaç
- Bir şeyle ilgisini kesmemek, takılıp kalmak: "Mistik olmayan felsefe görünüşünde de tamamen H. Spencer'e saplanmış kalmıştı."- H. Taner
- batmak
- saplanma
- Saplanmak işi