sakız

listen to the pronunciation of sakız
التركية - الإنجليزية
gum

Some gum stuck to his shoes. - Onun ayakkabılarına biraz sakız yapıştı.

Gum got stuck to the bottom of my shoe. - Sakız ayakkabımın tabanına yapıştı.

chewing gum

Every time I see Tom, he's chewing gum. - Tom'u her gördüğümde sakız çiğniyor.

My hovercraft is full of eels, and there's a bit of chewing gum stuck to my keyboard. - Benim hoverkraft yılanbalıklarıyla dolu ve klavyeme yapışmış bir parça sakız var.

mastic
gummastic
chicle
masticatory
chewing gum, gum; mastic
resin
gum mastic
chewinggum
myrrh
(Botanik, Bitkibilim) gummi mastix
sakız kabağı
marrow
sakız ağacı
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: antepfıstığıgiller,biladeriye) [syn.: sakız ağacı, çitlembik ağacı, terebantin, yabani fıstık ağacı, menengiç, melengiç] terebinth, turpentine
sakız ağacı
gum tree
sakız ağacı
mastic
sakız ağacı
terebinth
sakız bademi
chios almond
sakız gibi
1. sticky. 2. very white and clean (laundry). 3. (person) who won't leave one alone, who sticks to one like glue
sakız gibi
gummy
sakız kabağı
marrow squash
sakız kabağı
vegetable marrow
sakız leblebisi
roasted white chickpea
sakız rakısı
raki flavored with mastic
sakız üreten
gummiferous
sarı sakız
myrrh
kabak sakız
(Gıda) marrow
tıbbi sakız
(Tıp) medicated chewing-gum
ağızda sakız olmak
to spread like wildfire, to be the talk of the town
boya pekiştirici sakız
gambier
kara sakız
pitch
kırmızı sakız
dragon's blood
oral sakız
(Tıp) oral gum
sıcakta sertleşen yapay sakız
epoxy resin
التركية - التركية
Şekerli ve kokulu çiğneme sakızı, çiklet
Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine
Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir koyun türü
çiğnemek için küçük tabletler halinde hazırlanan şekerli ve şekersiz hoş kokulu ciklet
Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine. Şekerli ve kokulu çiğneme sakızı, çiklet
Yunanistan'da Kuzey Ege coğrafi bölgesine dahil bir il
Sakız ağacı: "Sizi İnce dağ yollarının sakız gölgeleri içinde yalnız bırakmak lazım geldiğini hissediyordu."- R. N. Güntekin
Sakız ağacı
(Osmanlı Dönemi) ILK
(Osmanlı Dönemi) NEBV
(Osmanlı Dönemi) MASTAKİ
(Osmanlı Dönemi) MUSTAKA
(Osmanlı Dönemi) KİYYE
ılk
(Osmanlı Dönemi) ALAK
çiklet
(Osmanlı Dönemi) KİYYA
ciklet
sakız ağacı
Antep fıstığıgillerden, kışın yaprak dökmeyen, meyvesi üzümsü ve yağlı, bodur bir ağaç (Pistacia lentiscus)
sakız bademi
bakınız: diş bademi
sakız baklası
Uzun ve ince, çok lezzetli turfanda bakla çeşidi
sakız dikeni
Sakız çıkarılan bir tür diken
sakız enginarı
Yaprakları sivri, kenarları düzgün, lezzetli bir enginar türü
sakız kabağı
Sebze olarak kullanılan kabak (Cucurbita pepo)
sakız leblebisi
Bir tür kabuklu beyaz leblebi
sakız rakısı
İçinde sakız bulunan rakı, mastika
sakız tatlısı
İçine sakız karıştırılarak hazırlanan bir tür tatlı
acı sakız
Çam sakızı
çürük sakız
Çok kullanılan söz veya düşünce
sakız
المفضلات