sabi̇rî

listen to the pronunciation of sabi̇rî
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Bir cins hurma
(Osmanlı Dönemi) Bir çeşit ince giyim eşyası
MERİ
(Hukuk) Yürürlükte; geçerli
meri
Yürürlükte olan
meri
Yürürlükte olan, geçerli: "Fethi Bey hükûmeti, meri olan bu maddeyi tatbik ettiği için kürsüden izahat vermek ıztırarında kalıyor."- Y. K. Beyatlı
الكردية - التركية

تعريف sabi̇rî في الكردية التركية القاموس.

mêrî
yiğitlik
الفنلندية - التركية

تعريف sabi̇rî في الفنلندية التركية القاموس.

meri
derya
meri
denizyolu
meri
denize
meri
denize sıfır
meri
deniz

O bir denizci ile evlendi. - Hän meni naimisiin merimiehen kanssa.

Erkek kardeşim deneyimli bir denizcidir. - Veljeni on kokenut merimies.

البولندية - التركية

تعريف sabi̇rî في البولندية التركية القاموس.

Meri
merin
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف sabi̇rî في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Meri
A language of Cameroon
التركية - الإنجليزية

تعريف sabi̇rî في التركية الإنجليزية القاموس.

sabirî
patience
meri
esophagus
meri
(Kanun) in
meri
(Kanun) positive