sümük

listen to the pronunciation of sümük
التركية - الإنجليزية
snot

He sneezed and covered himself with snot. - O hapşırdı ve kendini sümükle kapladı.

Tom is a snotty little brat. - Tom sümüklü küçük bir velettir.

mucus
mucus; snot, nasal mucus; slime
snivel
slime
mucus; snot
phlegm
bogey
(Tıp) myx
(Tıp) mucin
salya sümük
slimily
salya sümük sarılmak
beslobber
salya sümük öpmek
slobber
التركية - التركية
Sümük doku hücrelerinin ve üzerinde bulunan bezlerin, doku yüzünde nemli, akıcı, kaygan bir tabaka oluşturan salgısı
Burun boşluklarından gelen yapışkan sıvı
hinik
(Osmanlı Dönemi) ZENİN
sümük doku
Üzerinde çok sayıda ince memecik ve salgı bezi delikleri bulunan, iç organları kaplayan koruyucu doku, mukoza
sümük
المفضلات