rehavet

listen to the pronunciation of rehavet
التركية - الإنجليزية
languor, slackness
lethargy
drowsiness
sluggishness
lack of energy
listlessness
languor
rehavet basmak/çökmek
to be overcome by languor or drowsiness
rehavet çökmek
to feel sluggish
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Tembellik, gevşeklik, pörsüklük, ihmalkârlık
Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik: "Bayıltıcı bir rehavet hissediyordu, uykuya çok ihtiyacı vardı ve uyudu."- P. Safa
Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik
rehavet
المفضلات