الإنجليزية - التركية
تعريف real; actual; put in execution في الإنجليزية التركية القاموس.
- bodily
- bedensel
Solunum istemsiz bir bedensel süreçtir.
-Breathing is an involuntary bodily process.
Siz uyurken bedensel işlevler yavaşlar ve vücut sıcaklığı düşer.
-While you are asleep, the bodily functions slow down and body temperature falls.
- bodily
- fiziksel
- bodily
- bütünüyle
- bodily
- vücuda ait
- bodily
- tümüyle
- bodily
- bütün halinde
- bodily
- hep birlikte
- bodily
- {f} cismen
- bodily
- vücuduyla/tümden
- bodily
- (Tıp) Vücutla ilgili, bedensel
- bodily
- kamilen
- bodily
- tek vücut halinde
- bodily
- bütün olarak
- bodily
- {s} bedensel. z. bütünüyle, tümüyle, tamamen
- bodily
- bedeni
- bodily
- (sıfat) bedensel
- bodily
- tamamen
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف real; actual; put in execution في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- bodily
real; actual; put in execution
الواصلة
real; actual; put in ex·e·cu·tionالنطق
Resimler
المفضلات