randevuyla

listen to the pronunciation of randevuyla
التركية - الإنجليزية
by appointment
randevu
appointment

We must avoid calling on others without an appointment. - Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.

Please make an appointment to come in and discuss this further. - İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.

randevu
date

Jane could not believe it when her date polished off an entire chocolate cake. - Jane randevusunda tüm bir çikolatalı kekin bittiğine inanamadı.

Tom brought a flower and presents for his date. - Tom randevusu için bir çiçek ve hediyeler aldı.

randevu
{i} rendezvous

I have a rendezvous with my uncle tomorrow. - Yarın amcamla randevum var.

Tom bought, for his rendezvous, a flower and a gifts. - Tom randevusu için bir çiçek ve bir hediye aldı.

randevu
engagement

I can't go with you. I have an engagement. - Seninle gidemem. Bir randevum var.

Do you have any engagement tomorrow? - Yarın herhangi bir randevun var mı?

randevu
assignation
randevu
(Bilgisayar) an appointment

I'd like to make an appointment for the day after tomorrow. - Ben öbür gün için bir randevu istiyorum.

We must avoid calling on others without an appointment. - Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.

randevu
tryst
randevu
venue
randevu
appoıntment
randevu
appointment, engagement, rendezvous, date
التركية - التركية

تعريف randevuyla في التركية التركية القاموس.

randevu
Belli bir saatte, belli bir yerde iki veya daha çok kişi arasında kararlaştırılan buluşma: "Bunlar bana öyle gelir ki, vaktiyle verdikleri bir randevuya o gün canları istememiş de gitmemişler."- S. F. Abasıyanık
randevu
Belli bir saatte, belli bir yerde iki veya daha çok kişi arasında kararlaştırılan buluşma
randevuyla
المفضلات