rainy weather

listen to the pronunciation of rainy weather
الإنجليزية - التركية
yağışlı hava

Yağışlı hava onun bahçede çalışmasını önledi. - The rainy weather prevented her from working in the garden.

Yağışlı hava, on gün boyunca sürdü. - The rainy weather lasted for ten days straight.

wet
ıslatmak

Senin ayaklarını ıslatmaktan korkma. - Don't be afraid to get your feet wet.

Tom ayaklarını ıslatmaktan nefret eder. - Tom hates to get his feet wet.

wet
ıslak

Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir. - This kind of shoe is apt to slip on wet ground.

Tom, masanın üstünü ıslak bir bez ile temizledi. - Tom cleaned the top of the table with a wet rag.

wet
{i} yağmurlu hava
wet
{s} içkili
wet
ıslamak
wet
-e işemek
wet
{i} isteksiz kimse
wet
{s} yağışlı

Bu yağışlı havadan bıktım. - I am fed up with this wet weather.

Hava kesin yağışlı olacak. - The weather is sure to be wet.

wet
{f} içki ile kutlamak
wet
{s} hatalı
wet
ıslak,v.ıslat: adj.ıslak
wet
(İnşaat) ıslak, nemli
wet
(isim) martavalcı, ıslaklık, rutubet, yağmurlu hava, içki, içki yasağı karşıtı, isteksiz kimse
wet
içki yasağ
wet
kim

Hiç kimse kendi ellerini ıslatmadan başkasının gözyaşlarını kurulayamaz. - No one can dry another's tears without wetting his own hands.

İyi ki kimse ıslanmadı. - Luckily nobody got wet.

wet
{i} içki
wet
{i} içki yasağı karşıtı
الإنجليزية - الإنجليزية
condition of rainfall
wet
rainy weather

    الواصلة

    rai·ny weath·er

    التركية النطق

    reyni wedhır

    النطق

    /ˈrānē ˈweᴛʜər/ /ˈreɪniː ˈwɛðɜr/
المفضلات