questionable; equivocal; indefinite; problematical

listen to the pronunciation of questionable; equivocal; indefinite; problematical
الإنجليزية - التركية

تعريف questionable; equivocal; indefinite; problematical في الإنجليزية التركية القاموس.

uncertain
{s} belirsiz

Peki, belirsizliğin ekonomik faturası ne olacak? - Well, what about the economic price to be paid due to uncertainty?

Tom'un ne bekleyeceği belirsizdi. - Tom was uncertain what to expect.

uncertain
bellisiz
uncertain
değişebilir
uncertain
kuşkulu
uncertain
karar veremeyen
uncertain
kararsız

Tom ne yapması gerektiği konusunda kararsız. - Tom is uncertain what he should do.

uncertain
{s} bir öyle bir böyle olan
uncertain
iyice tarif olunmamış
uncertain
tereddüt
uncertain
uncertaintyşüphe
uncertain
uncertainlytereddütle
uncertain
belirsiz/değişken/şüpheli
uncertain
{s} şüpheli
uncertain
kesin olmayış
uncertain
{s} kesin olmayan
uncertain
{s} emin olmayan
uncertain
{s} değişken, dönek
uncertain
(sıfat) güvenilmez, belirsiz, kesin olmayan, şüpheli, emin olmayan, kararsız, değişken, bir öyle bir böyle olan
uncertain
{s} değişken

Yılın bu zamanında hava değişkendir. - The weather is uncertain at this time of year.

O değişken bir tutum takındı. - He took an uncertain stance.

الإنجليزية - الإنجليزية
uncertain
questionable; equivocal; indefinite; problematical
المفضلات