الإنجليزية - التركية
تعريف publicize widely or highly, as if with a headline في الإنجليزية التركية القاموس.
- headline
- manşet
Tom gazeteyi aldı ve manşetleri okudu.
-Tom picked up the newspaper and read the headlines.
Sami'nin hikâyesi manşetlere hakim oldu.
-Sami's story dominated the headlines.
- headline
- başlık
Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu.
-Everyone was delighted by this morning's headlines.
Başlıkların okuyucunun ilgisini çekmesi gerekiyor.
-Headlines are supposed to grab the reader's interest.
- headline
- özet haber
- headline
- {f} manşette vermek
- headline
- tiyatro afişte ismi başta olmak
- headline
- {f} afişte ismi olmak
- headline
- {f} başlık koymak
- headline
- manşet yap
- headline
- gazete manşeti
- headline
- {i} afişteki isim
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف publicize widely or highly, as if with a headline في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- headline
publicize widely or highly, as if with a headline
الواصلة
pub·li·cize wide·ly or highly, as if with a head·lineالنطق
Resimler
المفضلات