psikopat

listen to the pronunciation of psikopat
التركية - الإنجليزية
(Pisikoloji, Ruhbilim) psycho

I'm not a psychopath. - Ben bir psikopat değilim.

Fadil is a psychopath. - Fadıl bir psikopattır.

(Tıp) psychopat

These monarchs are a bunch of bloodthirsty psychopaths. - Bu hükümdarlar bir sürü kana susamış psikopatlardır.

Layla, Sami, and Salima were three psychopathic killers. - Leyla, Sami ve Salima üç psikopat katildiler.

psychopathic

Layla, Sami, and Salima were three psychopathic killers. - Leyla, Sami ve Salima üç psikopat katildiler.

psychopath

Fadil is a psychopath. - Fadıl bir psikopattır.

Layla, Sami, and Salima were three psychopathic killers. - Leyla, Sami ve Salima üç psikopat katildiler.

psychopath; psychopathic
psychobabble
التركية - التركية
Ruh veya sinir hastalığına tutulmuş kimse, ruh hastası
Ruh hastası
PSİKOPAT
(Hukuk) Delilik ile akıllılık arasında kalan kimse; ruh hastası; zayıf akıllı
psikopat
المفضلات