الإنجليزية - التركية
تعريف pron semuanya في الإنجليزية التركية القاموس.
- everything
- her şey
Müşteri, gösterdiğim her şeyi reddetti.
-The customer rejected everything that I showed her.
Bazı insanlar Japonya'nın her şeyde 1 numara olduğuna inanıyor.
-Some people believe that Japan is No.1 in everything.
- everything
- en önemli şey
- everything
- herşey
Maria, 35 yılı aşkın bir süredir arazide istihdam edildiği için, sütçülük hakkında herşeyi bilir.
-Maria knows everything there is to know about dairying, having been employed in the field for over 35 years.
Aşık olmadığım herşeyi sıkıcı buluyorum.
-I find it boring everything I do not fall in love with.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف pron semuanya في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- everything