principal duct or pipe, as distinguished from lesser ones; esp

listen to the pronunciation of principal duct or pipe, as distinguished from lesser ones; esp
الإنجليزية - التركية

تعريف principal duct or pipe, as distinguished from lesser ones; esp في الإنجليزية التركية القاموس.

main
{s} başlıca

Tom'un başlıca başarıları nedir? - What are Tom's main achievements?

Hinduizm Hindistan'daki başlıca dindir. - Hinduism is the main religion in India.

main
asıl

Fransızca öğrenmek için asıl nedenin nedir? - What's your main reason for studying French?

Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır. - Making money is his main purpose in life.

main
ana

İranlılar ana yemeği yoğurt ile yerlerdi. - Iranians used to eat main meal with yoghurt.

Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar. - The main streets of many small towns have been all but abandoned thanks, in large part, to behemoths like Wal-Mart.

main
(Bilgisayar) ana ana
main
esasen
main
(Bilgisayar) ana grup

Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar. - In the middle of the tour, they became separated from the main group.

main
en önemli

Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır. - The main thing I'm worried about is that I'm not worried.

main
{i} kuvvet
main
ana Ana / Asıl / Ana grup
main
ana main bearing ana yatak
main
Main Street bir kasabanın çarşı caddesi
main
main deckbaş güverte
main
(İnşaat) ana, esas
main
{i} zor

Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum. - I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.

Zor iş başarının ana unsurudur. - Hard work is the main element of success.

main
gerektiren sebepler
main
(isim) ana boru, deniz, okyanus, zor, kuvvet, horoz dövüşü
main
(Tıp) Bakınız: Hand
main
{i} okyanus

Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur. - The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.

الإنجليزية - الإنجليزية
main
principal duct or pipe, as distinguished from lesser ones; esp
المفضلات