Tom'la tanışmak istememin nedeni kesinlikle bu.
- That's precisely why I need to meet Tom.
O kesinlikle aradığımız adam.
- He is precisely the man we're looking for.
Daha doğrusu, hayatın anlamı sorunudur.
- More precisely, it is the question of the meaning of life.
Onu nereden buldun? Ormanda bir yerde. Kesin olarak söyleyemem.
- Where did you find it? Somewhere in the forest. I couldn't say precisely.
Artık ihtiyacın olan kesin olarak budur.
- That's precisely what you need now.
Tom Mary'nin nasıl hissettiğini tam olarak biliyor.
- Tom knows precisely how Mary feels.
Tam altıda buraya gel.
- Come here at precisely six o'clock.
Neden öyle düşündüğünü bana tam olarak söyle.
- Tell me precisely why you think so.
Tom Mary'nin nasıl hissettiğini tam olarak biliyordu.
- Tom knew precisely how Mary felt.
Tom Mary'nin nasıl hissettiğini tam olarak biliyor.
- Tom knows precisely how Mary feels.
... Locating local businesses precisely is ...
... those companies back on their feet, so they could start hiring more people. That was precisely ...