praise; worship; admire, venerate

listen to the pronunciation of praise; worship; admire, venerate
الإنجليزية - التركية
övgü, ibadet, takdir, tapınılıyor
glorify
{f} göklere çıkarmak
glorify
güzelleştirmek
glorify
güzel göstermek
glorify
ululamak
glorify
öv

Parayı övmeyen ekonomik sistemler var. - There are economic systems that don't glorify money.

Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir. - To raise one's name in later generations and thereby glorify one's parents, this is the greatest expression of filial piety.

glorify
övmek

Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir. - To raise one's name in later generations and thereby glorify one's parents, this is the greatest expression of filial piety.

glorify
{f} abartmak
glorify
{f} hamdederek (Allahı) yüceltmek
glorify
{f} yüceltmek
glorify
methetmek
glorify
{f} büyütmek
glorify
yükseltmek

Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir. - To raise one's name in later generations and thereby glorify one's parents, this is the greatest expression of filial piety.

glorify
fazlasıyla büyültmek
glorify
{f} tapmak
glorify
öv/yücelt/şükret
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} glorify
praise; worship; admire, venerate
المفضلات