الإنجليزية - التركية
تعريف persuade, convict, influence في الإنجليزية التركية القاموس.
- convince
- kandırmak
- convince
- {f} inandırmak
- convince
- {f} ikna etmek
Onu ikna etmek kolay olmadı.
-It was not easy to convince him.
Tom'un İngilizcesi zaman zaman oldukça iyi görünsede, o sınırlarını biliyor gibi görünmüyor ve o bir hata yaptığında onu hatalı olduğuna ikna etmek imkansızdır.
-Though Tom's English seems quite good at times, he doesn't seem to know his limitations and it's impossible to convince him that he's wrong when he makes a mistake.
- convince
- ikna et
Tom, John'un masum olduğu konusunda Mary'yi ikna etti.
-Tom convinced Mary that John was innocent.
Kanıt bizi onun masumluğuna ikna etti.
-The evidence convinced us of his innocence.
- convince
- razı etmek
- convince
- kafalamak
- convince
- convinced emin
- convince
- kani convincing inandırıcı
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف persuade, convict, influence في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {f} convince
- persuade, influence
- prevail on
- persuade, influence
- prevail upon
المصطلحات ذات الصلة
persuade, convict, influence
الواصلة
persuade, convict, in·flu·enceالنطق
Resimler
السابق
المفضلات