Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
 - This factory manufactures automobile parts.
Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
 - Death is an integral part of life.
Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.
 - In Thailand it has already become too dry to grow rice in some parts of the country.
Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı.
 - They could not agree on some parts of it.
Parti Mac tarafından organize edildi.
 - The party was organized by Mac.
Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu.
 - The police regarded him as a party to the crime.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
 - I partly agree with you.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
 - Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.
 - After the birth of your child, you should make your work part-time.
Yarın partiye gelecekmisin?
 - Will you come to the party tomorrow?
Görevimi yapmayı planlıyorum.
 - I plan on doing my part.
Tom zaten görevini yaptı.
 - Tom has already done his part.
Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
 - The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
 - I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
 - These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
İş ortakları olarak on yıl sonra, yollarını ayırmaya karar verdiler.
 - After ten years as business partners, they decided to part ways.
Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.
 - No one was in a hurry to leave the party.
O, evinden ayrılmak istemedi.
 - He didn't want to part with his house.