Önyargılı bir fikrim olduğunu biliyorum.
- I know I have a biased opinion.
O Hıristiyanlığa karşı önyargılı
- He's biased against Christianity.
Ann çilolataya düşkün.
- Ann is partial to chocolate.
Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
- That teacher tends to be partial to female students.
Bu taraflı bir makale.
- This is a biased article.