paravan

listen to the pronunciation of paravan
التركية - الإنجليزية
stalking-horse
screen

A priest skillfully drew a picture of a priest on a folding screen. - Bir papaz bir paravanın üstüne bir rahibin resmini ustaca çizdi.

(gemi) paravane
cloak
paravane
stalking horse
paravan kişi
front man
paravan kişi
front
paravan olarak kullanmak
to use as a screen
paravan yapmak
to make (someone) one's front man/front
paravan şirket
front
paravan şirket
dishonest company, fly-by-night company, bubble company
paravan, paravana
folding screen, folding partition; cover, screen
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Daha ziyade kapıların dışına veya içine konan, katlanır, taşınır tenteneli perde
(Osmanlı Dönemi) Gizleme vasıtası
(Osmanlı Dönemi) (A) İtl. Eskiden haremle selâmlığı ayıran ve şimdi de ilk bakışta görülmesi caiz olmıyan yerleri örten perdeler
Adından, yetkisinden, gücünden kendisine belli etmeden yararlanılan
Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde
Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde: "Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm."- A. Gündüz
Taşınır tahta perde
paravana
paravan menteşesi
Düz yaprak menteşelerinin benzeri, üç yapraklı ve iki milli menteşe
paravan yapmak
Kendini belli etmeyerek başkasının adından, yetkisinden, gücünden yararlanmak
birini paravan yapmak
Kendini belli etmeyerek başkasının adından, yetkisinden, gücünden yararlanmak
paravan
المفضلات