oturaklı

listen to the pronunciation of oturaklı
التركية - الإنجليزية
sound
foursquare
seater
well-chosen, very appropriate (words)
sedate; dignified; serious-minded, sober
well settled
(object) which has a solid base or foundation; (object) which won't tip over easily
sedate
well-settled, foursquare; sedate, dignified; well-chosen, timely
seated
timely
oturaklı iskemle
commode
hasır oturaklı
(sandalye) rush bottomed
التركية - التركية
Sağlam, gösterişli
Saygı uyandıran, ağırbaşlı
Yerinde ve sırasında söylenen
OTURAKLI
Saygı uyandıran, ağırbaşlı: "Seçmenleriniz sizin daha bir oturaklı, daha bir ağırbaşlı, daha bir ölçülü olmanızı isterler."- H. Taner
OTURAKLI
Yerinde ve sırasında söylenen (söz)
OTURAKLI
Sağlam, gösterişli: "Çoğu dört köşe, kalın, oturaklı olan Arap üslubu minareler o ruhaniliği vermez."- R. H. Karay
oturaklı
المفضلات