only flying creatures can attack or block flying creatures

listen to the pronunciation of only flying creatures can attack or block flying creatures
الإنجليزية - التركية

تعريف only flying creatures can attack or block flying creatures في الإنجليزية التركية القاموس.

flying
{i} uçma

Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir. - Driving in the dark feels like flying!

İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı. - Human beings succeeded in flying into space.

flying
uçuş

Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı. - The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel.

Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı. - If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.

flying
uçan

Biz bir uçan daire gördük. - We saw a flying saucer.

Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm. - I saw a flock of birds flying aloft.

flying
kısa süreli
flying
havacılık
flying
{f}

Biz Pasifik üzerinde uçuyoruz. - We are flying over the Pacific.

Yarın Los Angeles'a uçuyoruz. - We are flying to Los Angeles tomorrow.

flying
{s} hızla geçen
flying
{i} uçak kullanma
flying
{i} uçma, uçuş; uçurma
flying
{s} havacılıkla ilgili
flying
flying buttress duvar dirseği
flying
{s} savrulan
flying
{s} dalgalanan
flying
{s} kısa
flying
(sıfat) uçan, uçuş, savrulan, dalgalanan, kısa, acele, hızla geçen, geçici
flying
istinat kemeri
flying
{s} geçici
flying
payanda
flying
tayyarecilik
الإنجليزية - الإنجليزية
flying
only flying creatures can attack or block flying creatures

    الواصلة

    on·ly fly·ing creatures Can at·tack or block fly·ing creatures

    التركية النطق

    ōnli flayîng kriçırz kın ıtäk ır bläk flayîng kriçırz

    النطق

    /ˈōnlē ˈflīəɴɢ ˈkrēʧərz kən əˈtak ər ˈbläk ˈflīəɴɢ ˈkrēʧərz/ /ˈoʊnliː ˈflaɪɪŋ ˈkriːʧɜrz kən əˈtæk ɜr ˈblɑːk ˈflaɪɪŋ ˈkriːʧɜrz/
المفضلات