one who plays a musical instrument professionally; composer of music

listen to the pronunciation of one who plays a musical instrument professionally; composer of music
الإنجليزية - التركية

تعريف one who plays a musical instrument professionally; composer of music في الإنجليزية التركية القاموس.

musician
{i} müzisyen

Müzisyen kafasını salladı ve küçük piyanosunu itti. - The musician shook his head and pushed his little piano away.

İlk görüntüsünü bir müzisyen olarak yaptı. - She made her first appearance as a musician.

musician
şarkıcı

Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur. - The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.

musician
(Askeri) BANDOCU
musician
{i} çalgıcı

Esas olarak bir stüdyo müzisyeni olarak çalışsam da, fazladan para kazanmak için biraz sokak çalgıcılığı yaparım. - Though I mainly work as a studio musician, I do a little busking to make some extra money.

الإنجليزية - الإنجليزية
{i} musician
one who plays a musical instrument professionally; composer of music

    الواصلة

    one who plays a mu·si·cal in·stru·ment professionally; com·pos·er of mu·sic

    النطق

المفضلات