الإنجليزية - التركية
تعريف one who opposes lawful authority في الإنجليزية التركية القاموس.
- rebel
- ayaklanmak
- rebel
- {f} başkaldırmak
- rebel
- asi
Çocukların asi olma gibi bir eğilimleri var.
-Children have a tendency to become rebellious.
Ordu asi kampını bastı.
-The army raided the rebel camp.
- rebel
- isyankâr
O bir parça isyankardır.
-He's a bit of a rebel.
Sami'nin isyankar bir ruhu vardı.
-Sami had a rebellious spirit.
- rebel
- baş kaldırmak
- rebel
- isyan çıkarmak
- rebel
- asilik etmek
- rebel
- isyan etmek
- rebel
- {f} isyan et
Lenin onlara isyan etmelerini emretti.
-Lenin ordered them to rebel.
Leyla otoriteye isyan etti.
-Layla rebelled against authority.
- rebel
- baş kaldıran
- rebel
- Başkalkdırıyla karşı çıkmak, güçlü şekilde karşı çıkmak
- rebel
- {i} isyancı, asi
- rebel
- zorbalık etmek
- rebel
- {f} isyan etmek, ayaklanmak; karşı gelmek
- rebel
- ayaklanan
- rebel
- serkeşlik etmek
- rebel
- serkeş
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف one who opposes lawful authority في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {n} rebel
one who opposes lawful authority
الواصلة
one who opposes law·ful au·tho·ri·tyالتركية النطق
hwʌn hu ıpōzîz lôfıl ıthôrıtiالنطق
/ˈhwən ˈho͞o əˈpōzəz ˈlôfəl əˈᴛʜôrətē/ /ˈhwʌn ˈhuː əˈpoʊzɪz ˈlɔːfəl əˈθɔːrətiː/
Resimler
المفضلات