one who is solitary, or lives alone; a hermit

listen to the pronunciation of one who is solitary, or lives alone; a hermit
الإنجليزية - التركية

تعريف one who is solitary, or lives alone; a hermit في الإنجليزية التركية القاموس.

sullen
{s} suratsız

O sadece başka bir suratsız genç. - He's just another sullen teenager.

sullen
somurtkan

O şu anda çok somurtkan. - He is very sullen now.

sullen
abus
sullen
(yüz) asık
sullen
iç karartıcı
sullen
karanlık
sullen
suratlı
sullen
asık yüzlülük
sullen
asık yüzlü
sullen
yüzü gülmez
sullen
kasvetli/somurtkan
sullen
{s} kasvetli
sullen
{s} (fırtınaya gebe bir havaya özgü) kurşuni, karanlık (gök/bulutlar)
sullen
kasvet
sullen
(sıfat) somurtkan, suratsız, aksi, kapalı, iç karartıcı, kasvetli, can sıkıcı
sullen
sullennesssomurtkanlık
sullen
huysuz
sullen
sullenly somurtarak
الإنجليزية - الإنجليزية
sullen
one who is solitary, or lives alone; a hermit
المفضلات