الإنجليزية - التركية
تعريف one who enacts a certain policy action في الإنجليزية التركية القاموس.
- actor
- {i} oyuncu
Charlie Chaplin bir oyuncudur.
-Charlie Chaplin is an actor.
O şarkı bana ünlü bir sinema oyuncusunu hatırlatır.
-That song reminds me of a famous movie actor.
- actor
- {i} erkek oyuncu
Tom en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oskar kazandı.
-Tom won the Oscar for Best Supporting Actor.
Leonardo DiCaprio, Hayalet filminde Hugh Glass rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Oscar kazandı.
-Leonardo DiCaprio won the Oscar for best actor for his role as Hugh Glass in The Revenant.
- actor
- {i} aktör
Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.
-The actor was on the stage for most of the play.
O bir aktör ile birlikte resim çektirdi.
-She had a picture taken with an actor.
- actor
- {i} katılımcı
- actor
- yapan kimse
- actor
- bir olayda yer alan kimse
- actor
- (Sosyoloji, Toplumbilim) fail
- actor
- (Sosyoloji, Toplumbilim) edimci
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف one who enacts a certain policy action في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- actor
- One who enacts
- enactor
المصطلحات ذات الصلة
one who enacts a certain policy action
الواصلة
one who enacts a cer·tain pol·i·cy ac·tionالتركية النطق
hwʌn hu înäkts ı sırtın pälısi äkşınالنطق
/ˈhwən ˈho͞o ˌəˈnakts ə ˈsərtən ˈpäləsē ˈaksʜən/ /ˈhwʌn ˈhuː ˌɪˈnækts ə ˈsɜrtən ˈpɑːləsiː ˈækʃən/
Resimler
المفضلات