الإنجليزية - التركية
تعريف one who denies some of the basic truths of christianity في الإنجليزية التركية القاموس.
- liberal
- (Politika, Siyaset) alicenap
- liberal
- liberalizm
Ben liberalizmin hayranım.
-I'm a fan of liberalism.
Hayır, kesinlikle hatalısın. Tom radikal değil muhafazakardır. Sadece liberalizmden nefret ediyor.
-No, you are absolutely wrong. Tom is not radical but conservative. He just hates liberalism.
- liberal
- (Ticaret) özgürlükçü
Genç insanların özgürlükçü görüşünü al.
-Take a liberal view of young people.
O, özgürlükçü bir terbiye aldı.
-He's had a liberal upbringing.
- liberal
- geniş görüşlü
- liberal
- erkinci
- liberal
- cömert
O parası ile cömerttir ve bir sürü hediyeler alır.
-He is liberal with his money and buys a lot of presents.
- liberal
- {i} özgürlükçü kimse
- liberal
- {s} açık fikirli, geniş gönüllü
- liberal
- mükrim
- liberal
- açık fikirli,liberal
- liberal
- liberal arts fen veya tarih ve felsefe gibi yüksek ilimler
- liberal
- {s} bol
- liberal
- {s} serbest fikirli
- liberal
- {s} özgür düşünceli
- liberal
- {i} liberal
- liberal
- {s} serbest
Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak.
-It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges.
- liberal
- serbest düşünceli
- liberal
- hür fikirli parti azası
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف one who denies some of the basic truths of christianity في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- liberal
one who denies some of the basic truths of christianity
الواصلة
one who denies some of the Bas·ic truths of Chris·ti·a·ni·tyالتركية النطق
hwʌn hu dînayz sʌm ıv dhi beysîk truths ıv krîsçiänîtiالنطق
/ˈhwən ˈho͞o dəˈnīz ˈsəm əv ᴛʜē ˈbāsək ˈtro͞oᴛʜs əv ˌkrəsʧēˈanətē/ /ˈhwʌn ˈhuː dɪˈnaɪz ˈsʌm əv ðiː ˈbeɪsɪk ˈtruːθs əv ˌkrɪsʧiːˈænɪtiː/
Resimler
المفضلات