الإنجليزية - التركية
تعريف one intended to exhibit the operation of the passions, and particularly of love في الإنجليزية التركية القاموس.
- novel
- roman
Romanın son sayfasını henüz okumadım.
-I haven't read the final page of the novel yet.
Amerikan romanları okumayı severim.
-I like reading American novels.
- novel
- (isim) roman
- novel
- {s} orijinal, değişik, alışılmışın dışında olan
- novel
- değişik
- novel
- orijinal
- novel
- (Gıda) yeni geliştirilen
- novel
- tuhaf
- novel
- alışılmamış
- novel
- yeni
Aklıma yeni bir fikir geldi.
-A novel idea occurred to me.
Onun yeni romanı çoksatar oldu.
-Her new novel has become a best seller.
- novel
- Alışılmışın dışında, özgün, kendine has
A novel understanding.
- novel
- novelist romancı
- novel
- {s} yeni çıkmış
- novel
- {s} acayip
- novel
- alışılmışın dışında
- novel
- roman yazarı
Hayattaki amacım roman yazarı olmaktır.
-My goal in life is to be a novelist.
Roman yazarı çalışma için malzemeleri topladı.
-The novelist gathered materials for his work.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف one intended to exhibit the operation of the passions, and particularly of love في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- novel
one intended to exhibit the operation of the passions, and particularly of love
الواصلة
one in·tend·ed to ex·hib·it the op·e·ra·tion of the passions, and par·ti·cu·lar·ly of Loveالنطق
Resimler
المفضلات