onarma

listen to the pronunciation of onarma
التركية - الإنجليزية
repair; restoration
patch
(Ticaret) troubleshooting
refit
debugging
reparation
instauration
onarmak
repair

Is it possible to repair the washing machine? - Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?

Our task is to repair a wall. - Bizim görevimiz bir duvarı onarmak.

onarmak
fix

They're here to fix the heating system. - Onlar ısıtma sistemini onarmak için buradalar.

Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm. - İşçilerimiz buz fırtınasının neden olduğu hasarı onarmak için gece gündüz çalışıyorlar.

onarmak
{f} mend

I want to mend this watch. - Bu saati onarmak istiyorum.

It is never too late to mend. - Onarmak için asla çok geç değil.

onarmak
restore
onar
{f} mend

I want to mend this watch. - Bu saati onarmak istiyorum.

Have you ever mended your carpets? - Hiç halılarını onardın mı?

onarmak
renovate

I'd like to renovate the house. - Evi onarmak istiyorum.

onarmak
refit
onarmak
{f} remedy
onarmak
patch up
onarmak
relay
onarmak
rebuild
onar
{f} repaired

About how much would it cost to have this chair repaired? - Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?

My watch needs to be repaired. - Kol saatimin onarılması gerekiyor.

onar
{f} mending

These new shoes already want mending. - Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.

My socks are in need of mending. - Çoraplarımın onarıma ihtiyacı var.

onarmak
overhaul
onarmak
do up
onarmak
do sth up
onarmak
service
onarmak
recondition
onar
{f} fixed

I've fixed the radio for him. - Onun için radyoyu onardım.

He fixed the broken table. - O kırık masayı onardı.

onar
fix

My clock needs to be fixed. - Saatimin onarılması gerekiyor.

My bicycle needs fixing. - Bisikletimin onarılmaya ihtiyâcı var.

onar
recondition
onar
{f} repair

Tom knows how to repair computers. - Tom bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.

This car needs repairing. - Bu arabanın onarıma ihtiyacı var.

onarmak
to repair; to restore
onarmak
(Hukuk) to repair

Mary was a tomboy growing up and liked to repair cars and tractors. - Mary büyüyen bir erkek fatmaydı ve arabaları ve traktörleri onarmaktan hoşlanıyordu.

Our task is to repair a wall. - Bizim görevimiz bir duvarı onarmak.

onarmak
doctor
onarmak
redress
onarmak
tinker up
onarmak
to repair, to mend, to fix, to recondition; to restore, to renovate
onarmak
debug
onarmak
{f} rehabilitate
tırnak onarma
nail repair
التركية - التركية
Onarmak işi: "Günün birinde kolları sıvayıp ve eline irili ufaklı aletler alıp bunu onarmaya kalkışmıştı."- Y. K. Karaosmanoğlu
Onarmak işi
Onarmak
tamir etmek
onar
On sayının üleştirme sayı sıfatı, her birine on; her defasında onu bir arada
onarmak
Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapmak, ilk duruma getirmek, restore etmek. İşlenen bir kusuru veya yapılan bir yanlışlığı giderecek veya önleyecek davranışlarda bulunmak
onarmak
Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapmak, ilk duruma getirmek, restore etmek
onarmak
İşlenen bir kusuru veya yapılan bir yanlışlığı giderecek veya önleyecek davranışlarda bulunmak
onarmak
Bozulmuş, eskimiş olan bir şeyi düzeltip işler veya kullanılır duruma sokmak, işe yarar duruma getirmek, tamir etmek
onarma
المفضلات