Tom can dance fairly well, can't he?
- Tom oldukça iyi dans edebilir, değil mi?
Swimming is one thing I can do fairly well.
- Yüzme oldukça iyi yapabildiğim bir şey.
That's a pretty good idea.
- O oldukça iyi bir fikir.
Tom's dog is a pretty good swimmer.
- Tom'un köpeği oldukça iyi bir yüzücü.
They're actually quite decent people.
- Aslında oldukça iyi insanlardır.
Tom is a fairly decent golfer.
- Tom oldukça iyi bir golfçüdür.
She can speak English pretty well.
- Oldukça iyi İngilizce konuşabilir.
Her books sell pretty well.
- Onun kitapları oldukça iyi satıyor.