It's very unusual for you and Tom to disagree.
- Senin ve Tom'un aynı fikirde olmaması çok olağan dışı.
I didn't notice anything unusual.
- Olağan dışı bir şey fark etmedim.
Tom is an extraordinary jumper.
- Tom olağandışı bir atlamacıdır.
Call the police if you see any extraordinary situation.
- Olağandışı bir şey görürsen polisi ara.
Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
- Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
Tom had some very unusual experiences.
- Tom'un bazı çok olağandışı deneyimleri vardı.