Kendisini resmen aday olarak ilan etti.
- He officially announced himself as a candidate.
Sonunda, Birinci Dünya Savaşı resmen sona erdi.
- Finally, World War One was officially over.
Avustralya'ya seyahatim resmi olarak rezerve edildi.
- My trip to Australia is officially booked.
Tom hâlâ resmî olarak görevde.
- Tom is still officially in charge.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Jabulani, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın resmi maç topudur.
- The Jabulani is the official match ball of the 2010 FIFA World Cup.
Resmî evrakları imzalayamadı.
- He could not sign official papers.
Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
- Canadian officials weighed the supplies of each man.
Yetkililerin yasağı kaldırmasını rica etti.
- He asked the officials to lift the ban.
Müze görevlilerine göre ETA gelecekte müzeye zarar vermeyecek.
- Museum officials think that ETA will not harm the museum in the future.
Gümrük görevlileri Tom'u tepeden tırnağa aradılar.
- Customs officials carried out a full body search on Tom.
offical support for disabled students in METU.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Bu devlet memurları rüşvetçidir.
- These government officials are corrupt.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
an official drug or preparation.
an official statement or report.
official duties.
... philip is officially ...