الإنجليزية - التركية
تعريف of disagreeable things and antipathies في الإنجليزية التركية القاموس.
- dear
- {ü} canım
Merhaba, canım, fotoşopta iki resim yaptım ve onlar hakkında fikrini istiyorum.
-Hello, my dear, I made two pictures in photoshop and I want your opinion on them.
Hayır, canım, atla gitsen iyi olur.
-No, my dear, you had better go on horseback.
- dear
- {i} sevimli kimse
- dear
- tatlım
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
-Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
- dear
- (Ticaret) fiyatı yüksek
- dear
- değerli
O benim için çok değerlidir.
-She is very dear to me.
Bu kasaba bizim için değerlidir.
-This town is dear to us.
- dear
- pahalı
Taze sebzeler kışın çok pahalıdır.
-Fresh vegetables are very dear in winter.
- dear
- vah vah!
- dear
- aziz
- dear
- deme!
- dear
- {i} sevilen şey
- dear
- {s} kıymetli
- dear
- {ü} hay allah
- dear
- pahalıya
- dear
- samimi olarak
- dear
- samimi
- dear
- içtenlikle
O, oğlunu içtenlikle seviyor.
-She loves her son dearly.
Birbirimizi içtenlikle seviyoruz.
-We love each other dearly.
- dear
- (isim) sevilen kimse, tatlı kimse, sevimli kimse, sevilen şey
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف of disagreeable things and antipathies في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- dear
of disagreeable things and antipathies
الواصلة
of dis·a·gree·a·ble things and antipathiesالتركية النطق
ıv dîsıgriıbıl thîngz ınd äntîpıthizالنطق
/əv ˌdəsəˈgrēəbəl ˈᴛʜəɴɢz ənd anˈtəpəᴛʜēz/ /əv ˌdɪsəˈɡriːəbəl ˈθɪŋz ənd ænˈtɪpəθiːz/
Resimler
المفضلات