of advantage to have; worth having

listen to the pronunciation of of advantage to have; worth having
الإنجليزية - التركية

تعريف of advantage to have; worth having في الإنجليزية التركية القاموس.

desirable
cazip

Fadıl servetinden dolayı Leyla için cazip bir hedefti. - Fadil was a desirable target for Layla because of his wealth.

desirable
istenilir
desirable
makbul
desirable
arzu edilir
desirable
hoş
desirable
istenen
desirable
Arzu edilen, istek uyandıran, çekici, cazip
desirable
hoşa gitme
desirable
cazip olarak
desirable
(sıfat) çekici, beğenilen; hoş
desirable
desirably arzu edilir şekilde
desirable
arzu edilen

Dünyada en çok arzu edilen adam olamayacağımın farkındayım fakat hâlâ benimle çıkmayı düşüneceğinden ümitliyim. - I realize I may not be the most desirable man in the world, but I still hope you'll consider going out with me.

desirable
arzu edilir olma
desirable
{s} beğenilen
الإنجليزية - الإنجليزية
desirable
of advantage to have; worth having
المفضلات