الإنجليزية - التركية
تعريف occupying a middle position; middle; as, the mid finger; the mid hour of night في الإنجليزية التركية القاموس.
- mid
- önek orta
- mid
- {s} ortadaki
- mid
- ortabparçaal
- mid
- ortasındaki
Sahanın ortasındaki o küçük höyük nedir?
-What is that little mound in the middle of the field?
Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.
-Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert.
- mid
- {s} orta
Dersin ortasında konuşma.
-Don't speak in the middle of a lesson.
En uzun parmak orta parmaktır.
-The middle finger is the longest.
- mid
- arasında
Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur.
-There is no middle ground between these two options.
Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir.
-The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.
- mid
- pref. orta
- mid
- ortasında
O yer hiçbir yerin ortasında değildir.
-That place is in the middle of nowhere.
Dersin ortasında konuşma.
-Don't speak in the middle of a lesson.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف occupying a middle position; middle; as, the mid finger; the mid hour of night في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- mid
occupying a middle position; middle; as, the mid finger; the mid hour of night
الواصلة
occupying a mid·dle position; middle; as, the mid finger; the mid hour of nightالنطق
Resimler
المفضلات