oberteil

listen to the pronunciation of oberteil
ألمانية - التركية
[das] üst kısım
الإنجليزية - التركية

تعريف oberteil في الإنجليزية التركية القاموس.

top
{i} tepe

Fuji - We climbed to the top of Mt. Fuji.

Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor. - Everyone knows that he worked hard to get to the top of the company.

top
(Bilgisayar) yukarı
top
(Bilgisayar) yukarıya
top
gölgede bırakmak
top
(Bilgisayar) üstten
top
kap
top
en üst kat
top
başına varmak (bir yerin)
entablature
saçaklık
entablature
sütun pervazı
top
doruk
entablature
saçaklik
entablature
sütun pervaz
entablature
{i} saçak (bina)
entablature
(isim) saçak (bina)
entablature
direk üstü tabanı
top
{s} en iyi

Biraz pahalı olsalar bile, ben daime en iyi ürünleri satın alırım. - I always buy a top quality product even if it is slightly more expensive.

Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar. - Many top athletes take ice baths after workouts.

top
enen üst
top
en üstünzirve