not aesthetically pleasing

listen to the pronunciation of not aesthetically pleasing
الإنجليزية - التركية

تعريف not aesthetically pleasing في الإنجليزية التركية القاموس.

ugly
çirkin

Aramızda kalsın, şişman çirkin cadı diyet yapıyor. - Between ourselves, the fat ugly witch is on a diet.

Senin ve benim aramda, şişman çirkin adam diyette. - Between you and me, the fat ugly man is on a diet.

ugly
{s} suratsız
ugly
ukubet
ugly
kaknem
ugly
aybacar
ugly
aksi
ugly
ters
ugly
pis

Bodrum, çirkin, karanlık ve pis kokulu. - The basement is ugly, dark, and smelly.

ugly
yaman
ugly
iğrenç

Hamam böceklerinden korkuyorum çünkü onlar iğrenç ve çirkinler. - I'm afraid of cockroaches, because they are disgusting and ugly.

ugly
{s} biçimsiz

Benim evim eski ve biçimsiz. - My house is old and ugly.

Bana göre, o, biçimsiz bir bina. - That's an ugly building, in my opinion.

ugly
{s} fırtınalı

Hava fırtınalı olacak. - It's going to be ugly.

ugly
{s} k.dili. ters, huysuz
ugly
{s} tatsız

Bu ağaç tatsız meyveler taşıyor. - This tree bears ugly fruits.

ugly
{s} kötü

Tom Mary'nin ona verdiği saatin kötü olduğunu düşündü. - Tom thought the watch Mary had given him was ugly.

İngilizcen kötü görünmüyor. - Your English doesn't sound ugly.

ugly
ters/çirkin
ugly
{s} kötü, tatsız, nahoş
ugly
ugliness çirkin veya iğrenç olma
ugly
{s} huysuz
ugly
ugly duckling küçüklüğünde çirkin olan fakat sonra gelişip güzelleşen kimse
الإنجليزية - الإنجليزية
ugly
Not pleasing
unpleasing
not aesthetically pleasing

    الواصلة

    not aes·thet·i·cal·ly pleas·ing

    التركية النطق

    nät esthetîkli plizîng

    النطق

    /ˈnät esˈᴛʜetəklē ˈplēzəɴɢ/ /ˈnɑːt ɛsˈθɛtɪkliː ˈpliːzɪŋ/
المفضلات