nispeten

listen to the pronunciation of nispeten
التركية - الإنجليزية
relatively

The store was relatively empty. - Mağaza nispeten boştu.

She speaks relatively quickly. - O nispeten hızlı konuşur.

beside
comparatively

American senior citizens are comparatively well-off. - Amerikalı yaşlı vatandaşların nispeten hali vakti yerinde.

relatively, comparatively; in comparison with
in some degree
in proportion to
compared to, in comparison to
relatively, comparatively
in comparison with
proportionally
التركية - التركية
Bir dereceye kadar, oldukça
Göre, kıyaslayarak, oranla: "Böylece hem kızı almaya taksiyle gelmiş olacak, hem de taksiye nispeten daha az para ödemiş olacaktı."- Ç. Altan
Göre, kıyaslayarak, oranla
nispeten
المفضلات